SON
BAŞBAKAN ADINI KOYDU: “EKONOMİK
KRİZ”
ANAYURT Gazetesi Mehmet
Arif Demirer 26 Mart 2019
“Ama çıkacağız” diyerek
yüreklerimize su serpti, nasıl çıkacağımız gibi sevimsiz konulara hiç girmeden.
Zaten dobra
dobra konuşur Son Başbakan, şimdi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan
adayı. Kısa bir süre önce de sıcak para
yağmur gibi yağarken aldığımızı “şimdi geri öde” dendiğinde sıkıştığımıza
benzer sözler de onundur.
Maalesef bu % 20 enflasyon - % 24 Merkez Bankası faizi
- % 13.5 işsizlikle (kıpırdayan doları da dikkate alınca) bu krizden kolay
kolay çıkamayacağız.
Faizler
nedeniyle yatırımlar (başta inşaat sektörü) durma noktasına geldi. İşsizlik %
11’den % 14’e dayandı. Daha da artacak gibi.
Böyle olunca
enflasyon % 20 dolaylarında ısmarlama elbise gibi yapıştı sırtımıza.
Faiz – enflasyon
% 20 düzeyinde kemikleşince işsizlik artışı önlenemiyor. Sanayici üretimini
kısıtlıyor, yeni ek yatırım vs. söz konusu olmuyor.
Tarımın sorunları son derece karmaşık bir hale geldi.
Çözmeye başlayabilmek için irade ve yetenekli-deneyimli kadrolar gerek. Ben
tarımda (1975 – 1995, traktör yıllarım) geçen 20 yılımın verdiği öngörülerimle
ne iradeyi görebiliyorum ne de kadroları.
Böyle olunca “Eylül’de
enflasyon tek haneli” dendiğinde kendimi alay edilmiş hissediyorum.
Bu aşamada
aklıma gelen çözüm tohumları: İnşaat sektörü ile tarıma olağanüstü ve de etkili
teşvikler.
Seçimlerden
sonra neler olacağı da fevkalade sisli bir görüntü veriyor.
Her şeye, krize
mrize, rağmen Ankara ve İstanbul’u kazanan AKP ülkedeki gerginliği düşürecek
adımlar mı atar yoksa Kılıçdaroğlu’nu idam ettirmeye, Akşener’i hapse attırmak
üzere yargıyı seferber ettirmeye mi gider, bilemiyorum.
Beni asıl
düşündüren tam tersi olur ve AKP üç büyük şehirde de kazanamazsa nelerin
olabileceği. AKP’nin 17 yıldır ilk defa ciddi bir seçim yenilgisi Türkiye’yi
nerelere sürükleyebilir? 2015 yılında ön provasını yaşamıştık !
SİYASETTE DİKİŞ
TUTTURABİLMEK
Ben yapamadım.
Şunları yapamadım: Bugün bembeyaz dediğine yarın kapkara diyeceksin.
Bugün
sarıldığın, kutladığın, yücelttiğin kişiyi yarın en ağır suçlamalarla yerin
dibine sokacaksın.
Söylediğin hatta
yazdığın şeyleri inkar edecek, “Çarpıtılmış” veya “Maksadını aşmış” diyerek
geçiştireceksin.
Bunları yap. En
gözde ittifakların içine giriverirsin. Ben ne yapabildim ne de bir ittifak
içine girmeye çalıştım.
TÜRKİYE’NİN AB
ÜYELİĞİ
AB, tüm üyeleri
Hristiyan olan (bir kısmı İslam bir kısmı Türkiye karşıtı) 28 tam üye ülkeden
oluşan bir kulüp. Yarıdan bir fazlası da Türklerin tarihte ilk soykırımcı olduğu
iddiasında.
Ben, Avrupa’nın
çok saygın bir üniversitesinden mezun olduğum gün (2.6.1961) VARSITY
Gazetesinde yayımlanan makalemde yazmıştım:
“Türkiye Avrupa ile Asya arasında bir köprüdür, öyle
kalmalıdır.”
21 yaşımda idim.
Babam da Yassıada’da idi.
2000 yılında AYDER’de detaylı
gerekçeleri ile aynı görüşümü tekrarladım. Yayımlandı. 60 yaşımda idim.
Bugün (79) son
AP kararına rağmen hala daha AB üyesi isteyenlere şaşırıyorum. NOKTA.
Geçmişi ve bugünü ile kıyaslanan bir iktidar anlayışı.10 ay önceki seçimde sesi çıkmayanların bugün TV ekranlarından inmek istememeleri acı kaybın ıçlerine oturmasından olsa gerek.
YanıtlaSil