MADURO
DERGİSİ ANKARA’YI TEĞET GEÇTİ
ANAYURT
Gazetesi Mehmet Arif Demirer 18 Mart 2019
AK PARTİ GENEL BAŞKANLIĞINA,
CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu ile parti sözcüsü, SBF’de master çalışması yaparken sınıf
arkadaşım Faik Öztrak’a,
DSP Genel Başkanına,
İYİ Parti Genel Başkanı
Meral Akşener’e,
MHP Genel Başkanlığına,
Saadet Partisi Genel
Başkanı Temel Karamollaoğlu ile
VATAN Partisi Genel
Başkanı Doğu Perinçek’e gönderdim.
Dergiye ayrıca bu
yabancı ülke parlamento kararları hakkında Bülent Arınç ve Cemil Çiçek’in
AKP’li TBMM Başkanları iken yaptıkları yazılı açıklamaları ekledim.
Doğu Perinçek dışında
hiçbir partiden, hiç olmazsa “Dergiyi aldık inceleyeceğiz vs.” gibi dahi olsa
bir tepki çıkmadı.
8 – 13 Mart günleri
dergi ayrıca SÖZCÜ, Milli Gazete, Yeniçağ, Takvim ve AKŞAM gazetelerinin Ankara
temsilcilerine teslim edildi ve e-posta ile SÖZCÜ saygın yazarı Rahmi Turan’a
da gitti.
Basın da ilgilenmedi
dergimin Maduro özel sayısı ile oysa kapakta gösterdiği kararı ve Maduro
imzasını taşıyan Venezuela resmi gazetesi GacetaOficial’ı ben çok etkileyici
bulmuştum. Bir defa daha yanılmışım !
Ne bekliyordum? Daha
doğrusu neler bekliyordum?
AKP’den bir açıklama.
Çıkmadı.
MHP’den hiçbir şey.
2004 yılında KKTC’yi bitirmeye yönelik referandum için Denktaş’ın yazdığı HAYIR
bildirisini imzalamayan, tank-palet fabrikasının, gümüş tepsi üzerinde, adı
bile belli olmayan Katarlı bir kuruluş ile kamyon üreten bir şirkete 25
yıllığına devredilmesine sesini çıkarmayan MHP Genel Başkanından milliyetçilik
konusunda hiçbir şey beklemiyordum. Bu konuda yanılmadım !
CHP, İYİ Parti ve
Saadet Parti’sinden çok şey bekliyordum hüsrana uğradım.
DSP Genel Sekreteri ile
telefonda konuştum. Derginin konusunu anlattım. Sessizce dinledi. Herhangi bir
tepki göstermedi.
Doğu Perinçek dergiyi
aldıklarını üzerinde bir çalışma yapacaklarını bildirdi.
Oysa bakınız 2011
yılında TBMM Başkanı Cemil Çiçek neler yazmış:
“TBMM Başkanı
olarak vurgulamak iterim ki, geleneksel dostluk ve ittifak ilişkileri içinde
olduğumuz ülkelerin parlamentoları, Türkiye’ye karşı kin ve husumetin yandaşı
olmamalıdırlar. Aziz milletimiz, bazı ülkelerin parlamentolarında 1915 olayları
üzerine alınan sözde soykırım kararları karşısında çok şiddetli tepki
göstermektedir. Türkler bazı mihraklarca, işlemedikleri bir cürümle
suçlanmaktadır, bunun mazur görülmesi mümkün değildir…”
Bu açıklamada anahtar
sözcükler: “milletimiz… çok şiddetli tepki göstermektedir… bunun mazur
görülmesi mümkün değildir”
Cemil Bey 1946 doğumlu.
Aramızda bir tek 2. Dünya Savaşı var. Bahsettiği şiddetli tepkiyi gösteren
milletin temsilcileri 2019’da artık bu tepkiyi paylaşmıyorlar.
Bu siyasi partilerden hangisi
“milletin tepkilerini” paylaşabiliyor, hangisi İYİ ?
YÜZÜNCÜ YILDA
OSMANLI ÖZLEMİ YAŞAYANLARA AÇIK DAVET
YÜZÜNCÜ YILDA
OSMANLI ÖZLEMİ YAŞAYANLARA AÇIK DAVET
Mehmet Arif DEMİRER
ANAYURT Gazetesi
Ankara:19 Mart 2019
2019 Yılı, yalnız; Mondros’ta çöktüğü, yıkıldığı ve kısa bir süre içinde paylaşılarak yok olacağı sanılan Osmanlı Devleti’nde 19 Mayıs günü Samsun’da doğan güneşin değil aynı zamanda Amerikalı Morgenthau, Alman Papaz Lepsius, İngiliz LordBryce’ın yayımladıkları ve gerçekleri hayal gücü ile değiştiren kitapları ile başlattıkları
ANAYURT Gazetesi
Ankara:19 Mart 2019
2019 Yılı, yalnız; Mondros’ta çöktüğü, yıkıldığı ve kısa bir süre içinde paylaşılarak yok olacağı sanılan Osmanlı Devleti’nde 19 Mayıs günü Samsun’da doğan güneşin değil aynı zamanda Amerikalı Morgenthau, Alman Papaz Lepsius, İngiliz LordBryce’ın yayımladıkları ve gerçekleri hayal gücü ile değiştiren kitapları ile başlattıkları
“Türkler Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaşayan masum Ermenileri öldürmüşlerdir. Bu tarihin ilk soykırım olayıdır.”
YALANININ da yüzüncü yıl dönümüdür.
Ne yazık ki, bugün 28 ülke (ve Vatikan) parlamentolarında kabul ettikleri kararlarla bu YALANI tescil etmişlerdir. Bu ülkeler arasında yeni stratejik ortağımız Rusya ile yeni dostumuz Venezuela da bulunmaktadır.
Türkiye bu YALANA ve her yeni bir parlamento kararı karşısında “Bizim için yok hükmündedir” diye cılız bir tepki göstermenin dışında Akademisyenlerimizin yüzde doksan Türkçe yayınları ile karşılık vermektedir. Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğünün 1 200 sayfa dev eseri (Osmanlı Belgelerinde Ermenilerin Sevk ve İskanı) de Erzincan Üniversitesi’nin bir Rus bilim kadını Natalia Chernichenkina’ya derlettirdiği Rus Arşivleri de Türkçedir.
Türkiye’de 81 ilde temsilciliği bulunan Osmanlı Ocakları’nın web sitesinde “Hakkımızda” başlığı altında şu bilgiler bulunuyor:
Türkiye’de 81 ilde temsilciliği bulunan Osmanlı Ocakları’nın web sitesinde “Hakkımızda” başlığı altında şu bilgiler bulunuyor:
“Osmanlı Ocakları 2005 tarihinde dergi 2009 dernek olarak kurulmuş olup gerek dernek tüzüğü gerek pek çok yayın ve yayım kuruluşunda Osmanlı medeniyetini, kültürünü ve tarihini anlatmak, anlamak ve herhangi bir dil-din-mezhep-etnik köken-siyasi görüş-siyasi parti ayrımı yapmaksızın ülkesini-devletini ve devletini yönetenlerini seven herkesi bu duygu ve ruhla bir arada toplamaya, toparlama çalışmak amacıyla başta Ankara olmak üzere pek çok il ve ilçede temsilcilikleriyle hizmet veren bir tüzelkişiliktir.. Hiçbir siyasi partiden talimat almayan herhangi bir siyasi parti yahut oluşum içerisinde yer almayan Osmanlı Ocakları ülkenin bütünlüğü ve beraberliği, milli duygu ve düşüncelerle, Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti içerisinde varlığını bilen, devletini Osmanlı medeniyetinin devamı olarak gören ve bu amaçla topluma ve kitlelere hitap eden her türlü işkenceye şiddete karşı olan bir sivil toplum kuruluşudur.”
Temel hedef, “Osmanlı medeniyetini, kültürünü ve tarihini anlatmak” ise işe 1915 ile ilgili YALAN ile başlamak gerekir, diye düşünüyor ve bu daveti özellikle üç genç arkadaşıma yapıyorum:
Osmanlı Ocakları Genel Başkanı Kadir Canpolat
AKParti Gençlik Kolları Başkanı Ahmet Büyükgümüş
CHPGençlik Kolları Başkanı Emre Yılmaz
Sizlerin başlatacağı ve ilk adım olarak değindiğim parlamento kararlarının iptaline yönelik bir ortak çalışma, hem Yüzüncü Yıl’da ülkede giderek derinleşen bölünmüşlüğe hem de 1915 YALANINI dünya çapında yaygınlaştırmak için uğraş veren Ermenilere “DUR” diyecektir.
1453 ne kadar Osmanlı ise 1915 de aynı derecede Osmanlı’dır. Birini sahiplenmek diğerini ise sırtınızı dönerek “Yok hükmünde” kabul etmek ne Osmanlı Medeniyetine ne de Mustafa Kemal ve arkadaşlarının 19 Mayıs 1919 yünü çıktıkları yolculuğun sonunda Kuvayı milliye ruhu ve tüm vatandaşların olağanüstü çabaları ve kanları ile kurdukları Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışır.
Osmanlı’nın da Türkiye Cumhuriyeti’nin de “medeniyetinde, kültüründe ve tarihinde” masum insanları öldürmek gibi bir ayıbı yoktur. Bunu kanıtlamak da Yüzüncü Yıl’da sizlere düşen bir görev olmalıdır. Ben yakında bu yönde ile adımı Maduro’nun 2005 yılında imzaladığı kararın iptali için atacağım. Sizleri bu çalışmanın devamına (BİRLİKTE) davet ediyorum.
Değerli Mehmet Arif Demirer ,
YanıtlaSilMine G. Kırıkkanat'ın 10 Mart 2019 tarihli yazısından balirttiği ;
Fransa’nın uzun tarihinde, değişen rejimlere karşı değişmeyen devlet gelenekleri vardır. Bu geleneklerden belki de en özgün ve ilginci; devletin ciddi anlamda başı sıkışınca açtığı Doleans Defterleri’dir.* Halk belediyelerde bulunan bu dafterlere dert , şikayet ve önerilerini yazar.yetkili merci iletileri konulara göre ayırır, kimlik, yer ve tarih belirterek sıraya koyar, kitap haline getirir ve Paris’teki merkezi yönetime gönderir. Sosyal bilimciler için paha biçilmez bir kaynak oluşturan bu defterler, aynı zamanda halkın bizzat yazdığı Fransa tarihidir!
Değerli Demirer eksiğimiz demokrasidir .Kamu kurumlarının sürekli olarak siyasetçiler tarafından törpülenmesi , zayıflatılması ve ben merkezli çıkarcılıklardır.
Siz sorumlu gazeteciliğinizi ve vatandaşlık görevini yaptınız. Bu işlerin vebali öncelikle siyasi partilerde , hükümette ve ana muhalefet partisindedir.
Emeğiniz var olsun . Saygılarımla
Naci Kaptan