Araştırmacı, Gazeteci-Yazar
Mehmet Arif DEMİRER
Türkiye İş Bankasıve Türkiye Şeker Fabrikaları A. Ş.’ninkurucusu, İktisat Vekili (1932-37), ATATÜRK’ün son Başbakanı (1937 – 38), Demokrat Parti’nin Kurucu Genel Başkanı (1946) ve T. C. Üçüncü Cumhurbaşkanı Celal Bayar(1950 – 1960), 22 Ağustos 1986 tarihinde 103 yaşında vefat etmişti; 32 yıl önce. Hatırlatmak için ek bilgi: T. C. İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, 89 yaşında, 1973 yılında vefat etmişti.
Bayar hakkında çok şey yazmışımdır.
En önemsediğim iki olay:
27 -28 Ocak 1954, Washington – ABD Başkanı General Eisenhower ve Eşi; Bayar ve Eşini, Beyaz Saray’ın kapısında karşılamış, birlikte yenen akşam yemeğinden sonra New York Metropolitain Operası Sanatçılarının T. C. Cumhurbaşkanı onuruna verdikleri konserin ardından geceyi Onur Konukları olarak Beyza Saray’da ağırlamışlardı. Bu konukseverlik, Bayar dışında hiçbir Türk ya da (benim tespit edebildiğim kadar) yabancı konuğa gösterilmemiştir.
29Ocak 1954, önce Türkiye’den getirdiği hediyeyi (ATATÜRK’ün üç cilt NUTUK’u) Kongre Kütüphanesine teslim eden Cumhurbaşkanı Bayar, Temsilciler Meclisi üyeleri ile Senatörlerin ortak oturumunda Kongre’de yaptığı Türkiye’yi anlatan uzun konuşmasında ayakta alkışlanmıştır. (Kaynaklar: 1954 Bayar’ın ABD Seyahati hakkında resmi yayınlar ve Washington Büyükelçisi Feridun Cemal Erkin’in anıları)
12.11.1975 tarihli ADALET Gazetesinde yayımlanan köşe yazımda anlattığım ikinci olay, Bayar’ın 9 Kasım 1975 günü, ilk kez televizyona çıkarak (TRT),ATATÜRK’ü anlattığıgece, O’nu dinlerken düşündüklerim ile ilgilidir. 30 Ağustos 2018 günü yayımlanacak yeni bir kitapta, ATATÜRK’ü Sevemeyenlerden Siyah Lekeler ve Biz(genişletilmiş ve güncellenmiş 3. Baskı) o köşe yazısının tamamı verilmektedir. Yazının konusu, özetle ATATÜRK’ün irtica karşısındaki tutumu ve Bayar’dır. 27 Mayıs’ta idam cezasına çarptırılan, cezası yaşı nedeniyle infaz edilmeyerek müebbete çevrilen, 27 Mayıs sonrası irticaya taviz vermekle de suçlanan Bayar, Türk milletine o akşam bir irtica dersi vermişti, ATATÜRK’ü anlatırken.
Aramızdan ayrılalı 32 yıl oldu.
Hayatında yaptığı tek hata çok değerli kütüphane ve arşivini Ankara’dan uzak Umurbey’de kurmak olmuştur. Aynı hatayı ben de tekrarladım.
Türkiye İş Bankasıve Türkiye Şeker Fabrikaları A. Ş.’ninkurucusu, İktisat Vekili (1932-37), ATATÜRK’ün son Başbakanı (1937 – 38), Demokrat Parti’nin Kurucu Genel Başkanı (1946) ve T. C. Üçüncü Cumhurbaşkanı Celal Bayar(1950 – 1960), 22 Ağustos 1986 tarihinde 103 yaşında vefat etmişti; 32 yıl önce. Hatırlatmak için ek bilgi: T. C. İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, 89 yaşında, 1973 yılında vefat etmişti.
Bayar hakkında çok şey yazmışımdır.
En önemsediğim iki olay:
27 -28 Ocak 1954, Washington – ABD Başkanı General Eisenhower ve Eşi; Bayar ve Eşini, Beyaz Saray’ın kapısında karşılamış, birlikte yenen akşam yemeğinden sonra New York Metropolitain Operası Sanatçılarının T. C. Cumhurbaşkanı onuruna verdikleri konserin ardından geceyi Onur Konukları olarak Beyza Saray’da ağırlamışlardı. Bu konukseverlik, Bayar dışında hiçbir Türk ya da (benim tespit edebildiğim kadar) yabancı konuğa gösterilmemiştir.
29Ocak 1954, önce Türkiye’den getirdiği hediyeyi (ATATÜRK’ün üç cilt NUTUK’u) Kongre Kütüphanesine teslim eden Cumhurbaşkanı Bayar, Temsilciler Meclisi üyeleri ile Senatörlerin ortak oturumunda Kongre’de yaptığı Türkiye’yi anlatan uzun konuşmasında ayakta alkışlanmıştır. (Kaynaklar: 1954 Bayar’ın ABD Seyahati hakkında resmi yayınlar ve Washington Büyükelçisi Feridun Cemal Erkin’in anıları)
12.11.1975 tarihli ADALET Gazetesinde yayımlanan köşe yazımda anlattığım ikinci olay, Bayar’ın 9 Kasım 1975 günü, ilk kez televizyona çıkarak (TRT),ATATÜRK’ü anlattığıgece, O’nu dinlerken düşündüklerim ile ilgilidir. 30 Ağustos 2018 günü yayımlanacak yeni bir kitapta, ATATÜRK’ü Sevemeyenlerden Siyah Lekeler ve Biz(genişletilmiş ve güncellenmiş 3. Baskı) o köşe yazısının tamamı verilmektedir. Yazının konusu, özetle ATATÜRK’ün irtica karşısındaki tutumu ve Bayar’dır. 27 Mayıs’ta idam cezasına çarptırılan, cezası yaşı nedeniyle infaz edilmeyerek müebbete çevrilen, 27 Mayıs sonrası irticaya taviz vermekle de suçlanan Bayar, Türk milletine o akşam bir irtica dersi vermişti, ATATÜRK’ü anlatırken.
Aramızdan ayrılalı 32 yıl oldu.
Hayatında yaptığı tek hata çok değerli kütüphane ve arşivini Ankara’dan uzak Umurbey’de kurmak olmuştur. Aynı hatayı ben de tekrarladım.
DOLAR 6 – BENZİN 7 LİRA İKEN TÜRK MİLLETİ BAYRAM YAPIYOR!
Kısa bir hatırlatma: Referandumda EVET çıkarsa her şeyin çok daha iyi olacağına, terörün biteceğine inanan Türk Milleti % 51.4 EVET demişti. İstanbul, Ankara, İzmir dışında 15 büyükşehrin daha HAYIR’ına rağmen. O tarihte dolar 3.47 lira idi. Bugün 6 lira
AKP’nin hesabına uyularak genel seçimler öne alınmış yerel seçimler ise (şimdilik, AKP yeni bir hesap yapana kadar) 2019 ilk baharına kalmıştı.
25 Haziran sabahı CHP’nin en güçlü (oyu en yüksek) üyesi Muharrem İnce idi. Kuvvetli bir rüzgar estirmiş ve yüzde otuzun üstünde oy almıştı. İYİ Parti ile Saadet Partisi beklentileri gerçekleştirmiş olsalar seçim ikinci tura kalacak, çok değişik gelişmeler olabilecekti. Olmadı. Muharrem İnce, 25 Haziran sabahı Genel Merkez ile uyum içinde İstanbul Belediye Başkan adayı olacağını ilan etse idi, Partisi, Genel Başkanı, arkasında olurlar, AKP de yerel seçimlere kadar komaya girerdi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını fiilen yürüten Erdoğan ve AKP 24 yıl sonra ilk ciddi seçim yenilgisi ile tanışmış olurdu. Bu, büyük bir fırsattı.M. İnce, tam tersini yaptı. Partisini böldü, AKP’yi rahatlattı, eline geçen bu büyük fırsatı kaçırdı.
***
Kısa bir hatırlatma: Referandumda EVET çıkarsa her şeyin çok daha iyi olacağına, terörün biteceğine inanan Türk Milleti % 51.4 EVET demişti. İstanbul, Ankara, İzmir dışında 15 büyükşehrin daha HAYIR’ına rağmen. O tarihte dolar 3.47 lira idi. Bugün 6 lira
AKP’nin hesabına uyularak genel seçimler öne alınmış yerel seçimler ise (şimdilik, AKP yeni bir hesap yapana kadar) 2019 ilk baharına kalmıştı.
25 Haziran sabahı CHP’nin en güçlü (oyu en yüksek) üyesi Muharrem İnce idi. Kuvvetli bir rüzgar estirmiş ve yüzde otuzun üstünde oy almıştı. İYİ Parti ile Saadet Partisi beklentileri gerçekleştirmiş olsalar seçim ikinci tura kalacak, çok değişik gelişmeler olabilecekti. Olmadı. Muharrem İnce, 25 Haziran sabahı Genel Merkez ile uyum içinde İstanbul Belediye Başkan adayı olacağını ilan etse idi, Partisi, Genel Başkanı, arkasında olurlar, AKP de yerel seçimlere kadar komaya girerdi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını fiilen yürüten Erdoğan ve AKP 24 yıl sonra ilk ciddi seçim yenilgisi ile tanışmış olurdu. Bu, büyük bir fırsattı.M. İnce, tam tersini yaptı. Partisini böldü, AKP’yi rahatlattı, eline geçen bu büyük fırsatı kaçırdı.
***
GÜNGÖR URAS ARTIK YAZILARI-SÖYLEŞİLERİ İLE ARAMIZDA OLMAYACAK
Güngör Uras ile 19 Temmuz 1974 gecesi THY’nın Ankara’dan kalkan son uçağı ile İstanbul’a giderken, uçakta yan yana oturmuş ve tanışmıştık. Daha önce. DPT’de gördüğümü hatırlıyorum. O uçuş ile Türkiye’nin tüm meydanları trafiğe kapanıyordu. Sabah erkenden Kıbrıs’a gidiyorduk.
O gece, ATATÜRK Hava limanı park yerinde bıraktığım arabam ile bomboş Boğaziçi Köprüsünde 100 km/st hızla geçerek Moda’daki evine bıraktığımı hatırlıyorum.
Güngör Uras terbiyeli ve bilgili bir DPT Uzmanı idi. Hep öyle kaldı. Yazılarında kimse ile kavga etmeden, gerçekleri göz ardı etmeden, nabza göre şerbet vermeden, olduğu gibi yazdı..
Güngör Uras, ne zaman bir email ile bir şeyler sordu isem hemen cevap vermiştir. Değerli bir arşivi vardı. Yokluğunu önemle hissedeceğiz.
Ekonomi profesörü idi ama Ayşe Teyze ve Ali Rıza Bey Amca için yazardı. 3 Nisan 2018 tarihli yazısında ekonominin derin sorununun çaresini de belirtmişti.:
İthalat Artışını Frenlemeye Mecburuz.
Yazıda ekonominin yanlış bir yolda olduğunu Ayşe Teyzenin de Ali Rıza Bey Amcanın da kolayca anlayabileceği rakamlar ve sözcüklerle anlatmıştı:3 ayda 21 milyar dolar dış ticaret açığı. Üç ayda toplam ihracatın yarısı kadar açık.
3 Nisan 2018 günü 1 dolar 4 lira imiş. Bayram’dan sonra 27 Ağustos gününe dolar 6 lira ile başlayacağız. Bakalım akşamı nasıl kapatırız ?
Hazine verilerine göre 2018 yılı 31 Mart itibarı ile toplam dış borç 466 milyar dolar. Bunun 325 milyarı özel sektörün.
CHP sözcüsü Faik Öztrak hesaplamış, ilk 7 ayda özel sektörün dış borcu (kur artışı nedeniyle) 450 milyar lira artmış. 450 bin adet milyon lira !
Süleyman Bey, “Borç yiğidin kamçısıdır” demişti. O yiğit 24 Ocak (1980) döneminde Lüksemburg’dan 1 milyon dolar kredi alacak kadar uzaktı yiğitlikten.
Türkiye, Saadet Zinciri örneği, Sıcak Para ile borcunun taksitlerini ödeyerek ama toplamda borcu daha da şişirerek günün birinde sert kayalarla toslayacaktı. Bugün işte o gün.
Dolar 6, bezin 7 lira olunca Bayram Tatilinde frene basarız, diye düşünmüştüm ki, İstanbul ve Ankara’dan yüz bin otomobilliyiğit Bodrum’u doldurdu. 9 günde tatil amaçlı iki bin kilometre yaklaşık 200 litre benzin.
Saadet Zincirinin kaynakları birer birer kurudu. Bir tek Katar, Türkiye’nin 3 ayda 21 milyar dolar açık veren ekonomisinin yükünü kaldıramaz. Yeni stratejik ortaklar? Rusya – İran, uzaktaki Çin? Rusya ve İran’da beş para yok. Çin ise her bakımdan çok uzak bize.
466 milyar toplam dış borcu oluşturanlar (Devlet – TUSİAD vd.) bir araya gelip ülkeyi eşiğine geldiği kuyuya düşmeden ortak bir yol haritası belirleyerek kurtarmalıdırlar. Son başbakanın devamlı iddia ettiği gibi “Ekonomimiz güçlüdür” şarkısına, eminim, ne Hazine ve Maliye Bakanı inanıyordur ne de Ayşe Teyze veya Ali rıza Bey Amca.
Güngör Uras’ın yokluğunu hissedecek, O’nun uyarı niteliğindeki yazılarını/söyleşilerini özlemle arayacağız. Allahtan rahmet diliyorum.
Güngör Uras ile 19 Temmuz 1974 gecesi THY’nın Ankara’dan kalkan son uçağı ile İstanbul’a giderken, uçakta yan yana oturmuş ve tanışmıştık. Daha önce. DPT’de gördüğümü hatırlıyorum. O uçuş ile Türkiye’nin tüm meydanları trafiğe kapanıyordu. Sabah erkenden Kıbrıs’a gidiyorduk.
O gece, ATATÜRK Hava limanı park yerinde bıraktığım arabam ile bomboş Boğaziçi Köprüsünde 100 km/st hızla geçerek Moda’daki evine bıraktığımı hatırlıyorum.
Güngör Uras terbiyeli ve bilgili bir DPT Uzmanı idi. Hep öyle kaldı. Yazılarında kimse ile kavga etmeden, gerçekleri göz ardı etmeden, nabza göre şerbet vermeden, olduğu gibi yazdı..
Güngör Uras, ne zaman bir email ile bir şeyler sordu isem hemen cevap vermiştir. Değerli bir arşivi vardı. Yokluğunu önemle hissedeceğiz.
Ekonomi profesörü idi ama Ayşe Teyze ve Ali Rıza Bey Amca için yazardı. 3 Nisan 2018 tarihli yazısında ekonominin derin sorununun çaresini de belirtmişti.:
İthalat Artışını Frenlemeye Mecburuz.
Yazıda ekonominin yanlış bir yolda olduğunu Ayşe Teyzenin de Ali Rıza Bey Amcanın da kolayca anlayabileceği rakamlar ve sözcüklerle anlatmıştı:3 ayda 21 milyar dolar dış ticaret açığı. Üç ayda toplam ihracatın yarısı kadar açık.
3 Nisan 2018 günü 1 dolar 4 lira imiş. Bayram’dan sonra 27 Ağustos gününe dolar 6 lira ile başlayacağız. Bakalım akşamı nasıl kapatırız ?
Hazine verilerine göre 2018 yılı 31 Mart itibarı ile toplam dış borç 466 milyar dolar. Bunun 325 milyarı özel sektörün.
CHP sözcüsü Faik Öztrak hesaplamış, ilk 7 ayda özel sektörün dış borcu (kur artışı nedeniyle) 450 milyar lira artmış. 450 bin adet milyon lira !
Süleyman Bey, “Borç yiğidin kamçısıdır” demişti. O yiğit 24 Ocak (1980) döneminde Lüksemburg’dan 1 milyon dolar kredi alacak kadar uzaktı yiğitlikten.
Türkiye, Saadet Zinciri örneği, Sıcak Para ile borcunun taksitlerini ödeyerek ama toplamda borcu daha da şişirerek günün birinde sert kayalarla toslayacaktı. Bugün işte o gün.
Dolar 6, bezin 7 lira olunca Bayram Tatilinde frene basarız, diye düşünmüştüm ki, İstanbul ve Ankara’dan yüz bin otomobilliyiğit Bodrum’u doldurdu. 9 günde tatil amaçlı iki bin kilometre yaklaşık 200 litre benzin.
Saadet Zincirinin kaynakları birer birer kurudu. Bir tek Katar, Türkiye’nin 3 ayda 21 milyar dolar açık veren ekonomisinin yükünü kaldıramaz. Yeni stratejik ortaklar? Rusya – İran, uzaktaki Çin? Rusya ve İran’da beş para yok. Çin ise her bakımdan çok uzak bize.
466 milyar toplam dış borcu oluşturanlar (Devlet – TUSİAD vd.) bir araya gelip ülkeyi eşiğine geldiği kuyuya düşmeden ortak bir yol haritası belirleyerek kurtarmalıdırlar. Son başbakanın devamlı iddia ettiği gibi “Ekonomimiz güçlüdür” şarkısına, eminim, ne Hazine ve Maliye Bakanı inanıyordur ne de Ayşe Teyze veya Ali rıza Bey Amca.
Güngör Uras’ın yokluğunu hissedecek, O’nun uyarı niteliğindeki yazılarını/söyleşilerini özlemle arayacağız. Allahtan rahmet diliyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder