11 Aralık 2018 Salı

Gelin Şu Bir Düzine Yanlışı Düzeltelim "MEHMET ARİF DEMİRER" Osmanlı'nın Çöküşünü Hazırlayan Dış Borçlar 16 Yıllık İktidarın da Sonunu Hazırlıyor...

GELİN ŞU BİR DÜZİNE YANLIŞI DÜZELTELİM 
Mehmet Arif DEMİRER
ANAYURT Gazetesi 

Ankara: 10 Aralık 2018
BİR – “İstikbal Göklerdedir” sözü ATATÜRK’e ait değildir. Öldükten sonra uydurulmuştur.
İKİ – MARŞAL PLANI -“Türkiye’nin hiç ihtiyacı olmadığı halde 1947 yılında ABD ile Marshall Yardımı adı altında antlaşma yapılarak, Türkiye farkında olmadan bağımlı hale getirilmiştir.”Türkiye’yi Plan kapsamına almamışlardı. Israrla ricacı oldu ve girdi.
ÜÇ– “Marshall Planı Yardımları ulusal değerlerimizi çökertti” (2017, CHP Genel Başkan
Kemal Kılıçdaroğlu). YANLIŞ. Plan kapsamında ülkelerin kendi hazırladıkları yatırım projeleri onaylandıktan sonra para (hibe veya kredi) veriliyordu. Örneğin, Denizyolları, ABD’den sağladığı 13 milyon dolar kredi ile Almanya ve İngiltere’den gemi satın aldı.
DÖRT – ARAPÇA EZAN -“Demokrat Parti iktidara gelir gelmez Ezan’ıArapçalaştırdı.”
DP, zaten Arapça olan Ezan’ıArapçalaştırmadı. Kanundaki ceza maddesini iptal ettirdi.
BEŞ – KÖY ENSTİTÜLERİ -“Demokrat Parti Köy Enstitülerini kapattı.”
Adlarını ve Tabelalarını değiştirerek İlk Öğretmen Okulları ile birleştirdi. KAPATMADI.
ALTI– HALKEVLERİ -“Demokrat Parti Halk Evlerine el koydu. Kütüphanelerdeki eserler çöpe atıldı”DP’nin tespitine göre CHP’nin taşınmazları için kamu kaynaklarından 27 366 150 TL, Halkevleri taşınmazları için ise 21 014 522 TL kullanılmıştı. CHP, 1950’de iktidarı devrederken Halkevleri binalarını da kapatıp kitapları koruyabilirdi. O yola gitmedi.
YEDİ– “6-7 Eylül 1955 Olaylarını Zorlu’nun talebi üzerine Menderes tertipledi”Ogece (20 – 24 arası) tahrip ve talan olaylarını bizler, Türkler, yaptık. Olayları tertipleyenler ise Yunan Derin Devleti emrindeki kişilerdi.1955’de İstanbul’da 17 bin Yunan vatandaşı vardı.
SEKİZ– “Demokrat Parti altın ve döviz rezervlerini har vurup harman savurdu, çok dış borç aldı”DP döviz devralmadı. On yılda dış borçlar 916 milyondan 1 038 milyon dolarak çıktı. Gerçekleşen yatırımlar ise 8 milyar $ değerindeydi Kaynak: DPT yayını 772+BBYKP
DOKUZ– “Menderes, Said Nursi’nin ellerini öptü”Hiçbir araya gelmedi ki, öpmüş olsun.
ON – UÇAK FABRİKALARININ KAPATILMASI: Sinan Meydan (Akl-ı Kemal) “… Türkiye’nin 1920’lerde, 1930’larda, 1940’larda kurduğu uçak fabrikaları, Türkiye’nin ABD uydusu olduğu 1950’lerde, DP döneminde, kapandı.”Kayseri Tayyare Fabrikasında üretim 1942 yılında durdu. THK Etimesut fabrikası bir skandaldı. Polonyalılar yönetiyordu.
ON BİR – ATATÜRK’ün kurduğu Etimesut Örnek Köyün adı Etimesutidi.. İlk imlasında şapkası elle eklenmişliği vardı: Etimesğut. Daha sonra ğ’nin şapkası düştü g oldu: Etimesgut !
SON ÖRNEK:
ON İKİ– Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Sayın Erdoğan’ın, 27.11.2018 günü söyledikleri: “Ankara’da Çankaya, İstanbul’da Kadıköy, Şişli, Beşiktaş gibi yerlerdeki seçim sonuçlarına bakın. Hiçbirinin ülke gerçekleri ile ilişkisi olmadığını görürsünüz. Türkiye yansa da şaha kalksa da bunların (bu semtlerde yaşayan seçmenlerin) umurunda değildir…” Kaynak: 28 Kasım 2018, Sabah Gazetesi, sayfa 12,
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bu ülkede yaşayan hiç kimsenin, kim olursa olsun, belirli semtlerde oturan vatandaşlarını bu şekilde dışlamaya, suçlamaya, ayrıştırmaya hakkı olmamalıdır. Ben Başkent Ankara’da ATATÜRK’ün Çankaya’sında yaşamaktan onur duyan 79 yaşında bir T. C. Vatandaşıyım.
1995 ve 2000 yıllarında her ikisi de 87 yaşında vefat eden, Şişli Belediyesi seçmeni, annem ve babam da bu ayrıştırmaya mutlaka karşı çıkarlardı. Babam devlet memuru (en son PTT Genel Müdürü), DP Afyon milletvekili ve 1.3.1956’da THY’nın kurucusu Ulaştırma Bakanı olarak bu ülkeye büyük hizmetler yapmıştı.27 Mayıs’tan sonra mükafat olarak Yassıada’da tutuklu yargılanmıştı.
Her zaman başı açık olan ve “Yassıada’dan sonra Allah’ıma sığındım” diyen annem, namaz da kılan oruç da tutan Müslüman bir ATATÜRK kadını idi.
Ben de yayımlanmış 56 kitabım ve binlerce köşe yazısı ile makalelerimde devamlı ülke sorunlarını ele alarak çözümler üretmeye çalışmışımdır.
Sayın Cumhurbaşkanı’nı, bu yanlışı bizzat düzelterek, sözlerini geri almaya davet ediyorum...
OSMANLI’nın ÇÖKÜŞÜNÜ HAZIRLAYAN DIŞ BORÇLAR 16 YILLIK İKTİDARIN DA SONUNU HAZIRLIYOR!.. 
Mehmet Arif DEMİRER
ANAYURT Gazetesi 

Ankara: 11 Aralık 2018 
En çarpıcı ekonomi göstergesi mi?
Osmanlı, 1854 Kırım Harbi ile birlikte dış borç almaya başlamış, 20 yıl sonra moratoryum (iflas) ilan etmek zorunda kalmış ve 1881 yılında gelirlerini İngiliz ve Fransız alacaklılarının yönetimindeki Düyun-u Umumiye İdaresi’ne teslim etmişti.
Son aşamada çöküşü getiren kilometre taşı ise Ordu’nun eğitimi için Almanlarla yapılan Alman Askeri Heyeti antlaşması idi. Bu antlaşmaya göre 42 Alman subayı İstanbul’a gelecek ve eğitimden sorumlu olacaktı. Bu heyet, Osmanlı’nın Büyük Savaş’a girmesine, Türk askerlerinin Yemen’den Galiçya’ya uzanan uzak cephelerde çarpışarak ölmelerine neden olmuş ama Almanya’nın istediğini gerçekleştirmişti: Rus ve İngiliz askerlerinin Almanya’dan uzakta tutmak.
Böylelikle daha 1881’de mali yapısını Düyun-u Umumiye İdaresine teslim eden Osmanlı, ordu ve donanmasını da Almanlara bırakmış, 100 yıl önce Mondros Mütarekesi’ni imzalayarak devlet olarak çökmüştür.
42 subay olarak düşünülmüş Alman Askeri Heyetinin subay ve general-amiral mevcudu, Büyük Harp’teiki binin üstüne çıkmıştır.
Çöküş, Türk Milleti’ne ATATÜRK’ü kazandırmıştır.
Her iki olayın ayrıntıları 20 Aralık günü çıkacak Kemalistdemokrat TÜRKİYE Dergisinin 2018/6 ıncı sayısında verilmektedir. Derginin 32 sayfalık özel ekinde iki bin küsur Alman subay ve paşalarının adları ve görev yerlerinin listesi de yer almaktadır, Türkiye’de ilk kez.
Osmanlı dış borçlarını incelemiş iken bir de 16 yıllık iktidarın ekonomi göstergelerine göz atınca Osmanlı’nın Kırım Savaşı sonrası ile şaşırtıcı bir benzerlik olduğu görülmektedir.
2001 Krizinden sonra savaştan çıkmış gibi nakavt olmuş bir Türkiye’yi devralan AKP iktidarının ilk icraat yılı 2003 sonu itibarı ile toplam brüt dış borcu 144 milyar dolar idi. Bunun üçte biri özel sektörün dış borcu idi.
İktidarın on altıncı 2018 yılında yine bir ekonomik kriz yaşadık, her ne kadar ‘Kriz’ sözcüğüne itibar etmeyerek ‘manipüasyon’u tercih ettik ise de…
Merkez Bankası faizi % 24.5, mevduat faizi % 25 oldu, kredi faizleri % 40’a dayandı.
Enflasyon en son (Kasım) % 25’den % 21’e indi diye sevindik.
Dolar 7 küsur liradan 5.2 liraya geriledi diye tebrikleri kabul ettik, her fırsatta dış mihrakları suçladık.
Dış borçlar üzerinde pek durmadık. Rahmetli Güngör Uras durmuş ve sık sık uyarmıştı.
2018 yılında 457 milyar dolara ulaşan toplam brüt dış borcun % 69’u (üçte ikisinden de daha yüksek bir oran) özel sektör borcu. Kişi başına dış borç 29 538 TL, 1 dolar 5.3 lira hesabı ile.
16 yılda özel sektör adeta TL yerine dolar ve Euro ile borçlanmaya özendirilmiş, ayrıca ayaklarını yorganının çok ötesine uzatmış. Şimdi de kışın ortasında ayaklar buz kesmiş, “Nasıl ödeyeceğim bu borcu ?” diye ağlaşıyor.
Şöyle bir hesap, bkz. ne kadar korkutucu: Dört kişilik bir aile, anne ev kadını, iki çocuk ilk okulda, baba asgari ücretle (1603 TL/ay) çalışıyor.
Toplam dış borcun bu aileye isabet eden payı (4 x 29 538) 118 152 TL. Babanın 74 ay çalışması gerekiyor bu parayı kazanmak için. Kaç ay çalışıp tasarruf edebilir 118 bin lirayı Allah bilir. İşte o hesabı yapanlar Düyun-u Umumiye ile teslim alıvermişler Osmanlı’yı…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder