Mehmet Arif DEMİRER
ANAYURT Gazetesi
Ankara, 26 Kasım 2018
***
Tanzimat Dönemi hakkında: “…‘din ve dünya,’ ‘din ve akıl’ işlerini birbirinden ayırmamaklığımızın cezasını çekiyorduk… Sivil okulla medrese ve cami birbirine düşmandı. Halk yığınları ise camiye bağlı idiler. Batı medeniyetçiliği, daima pek küçük bir azınlığın malı kalmıştı. Kemalizm, aslında büyük ve esaslı bir din reformudur.”
Nesih Hakkı'nın tanımı:
***
Tanzimat Dönemi hakkında: “…‘din ve dünya,’ ‘din ve akıl’ işlerini birbirinden ayırmamaklığımızın cezasını çekiyorduk… Sivil okulla medrese ve cami birbirine düşmandı. Halk yığınları ise camiye bağlı idiler. Batı medeniyetçiliği, daima pek küçük bir azınlığın malı kalmıştı. Kemalizm, aslında büyük ve esaslı bir din reformudur.”
Nesih Hakkı'nın tanımı:
“Tanrı, bir peygambere verdiği şeriatı, ikinci bir peygamberde değiştirmekle, hatta Kuran’ın bir ayetindeki emrini başka bir ayette kaldırmakla hükümlerin toplum evrimini izlemesi gerektiğini göstermiştir. Fıkıh’da buna nesih (hükümsüz bırakma) diyoruz. Muhammed son peygamber olduğuna göre, O’ndan sonra nesih hakkı insan aklına kalmıştır. Onun için İslam bilginleri, ‘zamanla hükümlerin değişeceği’ içtihadında bulunmuşlardır. Mustafa Kemal’in yaptığı işte bu nesih hakkını kullanmaktı.”
Dünyayı ilgilendiren ayetler hakkında: “İslam’da bütün şer’i (İslam hukukuna uygun)meseleler iki büyük bölüme ayrılmıştır: Birinci bölüm ahireti ilgilendirir ki, ibadetlerdir; Oruç, namaz, Hac, zekat ! İkinci bölüm, dünyayı ilgilendirir ki, bunlar da nikah ve aileye ait hükümlerle muamelat denen mal, borç, dava ilişkileri ve ukubat denen ceza hükümleridir. Kemalizm, ibadetler dışındaki bütün ayet hükümlerini kaldırmıştır.”
Ezan ve Namazın Türkçeleşmesi:
Dünyayı ilgilendiren ayetler hakkında: “İslam’da bütün şer’i (İslam hukukuna uygun)meseleler iki büyük bölüme ayrılmıştır: Birinci bölüm ahireti ilgilendirir ki, ibadetlerdir; Oruç, namaz, Hac, zekat ! İkinci bölüm, dünyayı ilgilendirir ki, bunlar da nikah ve aileye ait hükümlerle muamelat denen mal, borç, dava ilişkileri ve ukubat denen ceza hükümleridir. Kemalizm, ibadetler dışındaki bütün ayet hükümlerini kaldırmıştır.”
Ezan ve Namazın Türkçeleşmesi:
“ATATÜRK, ibadet devrimine Ezan ve Namazı Türkçeleştirmekle başlamıştı. Gerçekte verdiği ilk emir, Ezan ve Namazın Türkçeleşmesi idi. Muhafazakarların sözcülüğünü yapan İnönü, ATATÜRK’e yalvarmış, “Önce Ezanı Türkçeleştirelim, sonra Namaza sıra gelir” demişti. Arkadan dil ve Kuran metni meseleleri çıkıp Namazın Türkçeleşmesi gecikti idi.ATATÜRK sağ kalsaydı ibadet reformu olacağından şüphe yoktu.”
Hindistanlı Müslüman bilim adam Profesör SattarKheiri’nin 1923 yılında Londra’da yayımlanan Islamic Architecture başlıklı kitabında Türkiye hakkında sadece üç cümle vardır. Falih Rıfkı Atay’ın yukarıda alıntıladığım yazısı ile ilgisi bulunduğunu düşündüğüm için aşağıda veriyorum:
“Türklere gelince; İslam’ı hiçbir zaman anlamadılar ve bugün de İslam’dan, hep olduğu gibi, çok uzaklar. Aydın Türklerin çoğunluğunun İslam ile hiçbir ilişkisi yoktur. Türkiye’yi yönetenler(Padişah ve yakın çevresi) kadar İslam’ı istismar eden başka bir ülke yoktur.”
Bir asır sonra, 2017 yılı Mart ayında, Milli Gazetede yayımlanan “Kuran’ı Anlayarak Okumuyoruz” başlıklı bir yazıda, “Kuran’ı anlayarak okuyanların oranının sadece % 5 olduğu ortaya çıktığı…” bilgisi var. Bu durumda Hindistanlı SattarKheiri’nin 1923 baskısı kitabında yazdıklarına sinirlenmemek gerekiyor ???1923’de anlayarak okuyanlar sıfıra yakınmış !
YORUM: Çankayakitabının ilk baskısının (Dünya Yayınları) tarihi 1961’dir. 1952 yılında başlayarak uzun bir süre Dünya gazetesinde tefrika edilmişti. Aradan 60 yıl geçmiş.
Falih Rıfkı Atay, ATATÜRK’ün çok yakınında bulunmuş bir kişidir. Eğer yukarıdaki gibi yazmışsa, hem de taa 60 yıl önce, mutlaka ATATÜRK’ün görüşlerini yazmıştır, diye düşünüyor ve Gazi Mustafa Kemal’in, arkadaşı Asaf İlbay’a söylediklerini hatırlatıyorum:
“Sağlam temeller üzerine kurulacak Yeni Bina”
Asker ve devrimci (inkılâpçı) devlet kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK’ü iyi tanımak ve doğru okumak gerekiyor. Mustafa Kemal ATATÜRK, ‘Arkadaşım’dediği Sherrill’in yazdığı gibi vatandaşlarının Kur-an’ı Kerim'i anlayarak okumalarını isteyen bir din reformcusu idi.
9 Kasım günü yapılan insani ziyareti bu çerçevede değerlendirilmeliyiz…
Hindistanlı Müslüman bilim adam Profesör SattarKheiri’nin 1923 yılında Londra’da yayımlanan Islamic Architecture başlıklı kitabında Türkiye hakkında sadece üç cümle vardır. Falih Rıfkı Atay’ın yukarıda alıntıladığım yazısı ile ilgisi bulunduğunu düşündüğüm için aşağıda veriyorum:
“Türklere gelince; İslam’ı hiçbir zaman anlamadılar ve bugün de İslam’dan, hep olduğu gibi, çok uzaklar. Aydın Türklerin çoğunluğunun İslam ile hiçbir ilişkisi yoktur. Türkiye’yi yönetenler(Padişah ve yakın çevresi) kadar İslam’ı istismar eden başka bir ülke yoktur.”
Bir asır sonra, 2017 yılı Mart ayında, Milli Gazetede yayımlanan “Kuran’ı Anlayarak Okumuyoruz” başlıklı bir yazıda, “Kuran’ı anlayarak okuyanların oranının sadece % 5 olduğu ortaya çıktığı…” bilgisi var. Bu durumda Hindistanlı SattarKheiri’nin 1923 baskısı kitabında yazdıklarına sinirlenmemek gerekiyor ???1923’de anlayarak okuyanlar sıfıra yakınmış !
YORUM: Çankayakitabının ilk baskısının (Dünya Yayınları) tarihi 1961’dir. 1952 yılında başlayarak uzun bir süre Dünya gazetesinde tefrika edilmişti. Aradan 60 yıl geçmiş.
Falih Rıfkı Atay, ATATÜRK’ün çok yakınında bulunmuş bir kişidir. Eğer yukarıdaki gibi yazmışsa, hem de taa 60 yıl önce, mutlaka ATATÜRK’ün görüşlerini yazmıştır, diye düşünüyor ve Gazi Mustafa Kemal’in, arkadaşı Asaf İlbay’a söylediklerini hatırlatıyorum:
“Sağlam temeller üzerine kurulacak Yeni Bina”
Asker ve devrimci (inkılâpçı) devlet kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK’ü iyi tanımak ve doğru okumak gerekiyor. Mustafa Kemal ATATÜRK, ‘Arkadaşım’dediği Sherrill’in yazdığı gibi vatandaşlarının Kur-an’ı Kerim'i anlayarak okumalarını isteyen bir din reformcusu idi.
9 Kasım günü yapılan insani ziyareti bu çerçevede değerlendirilmeliyiz…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder