TÜRKİYE
NASIL YÜKSELİR?
T. İş Bankası
KÜLTÜR Yayınlarının yayımladığı Mustafa Kemal’in Uçakları’ndanüç
alıntı:
“Ne var
ki; Hilts, Barker, ThornburglarMarshall
yardımı tehdidi ile ısrarla raporlarının uygulanmasını sağlamışlardır.”
“1947 –
1955 yılları arasında Amerika’dan alınan uçak sayısı 1905 adettir. Bunların
içinde çok az sayıda yardım vardır. Sadece F – 84 uçaklarından 850 adet
alınması çok ilginçtir. Bu rakamlar bize ‘Türkiye
Nasıl Yükselir?’ raporlarının gerçek yüzünü ispatlamaktadır.”
“Türkiye’ninhiç ihtiyacı olmadığı halde 1947
yılında ABD ile Marshall yardımı adı altında antlaşma yapılarak Türkiye
farkında olmadan bağımlı hale getirilmiştir…”
1947 yılında ilan edilen Truman Doktrini ile
kapsamında 12 Temmuz 1947 tarihinde Türkiye ile ABD arasında imzalanan bir
ikili antlaşma ile Türkiye’ye 100 milyon dolar değerinde askeri yardım
malzemesi verilmesi kararlaştırılmıştı. Daha sonra Türkiye’nin yol (yolsuzluk)
durumunu gören Amerikalılar 100 milyon doların 5 milyonu ile yol yapımında
kullanılan iş makineleri vermeyi önerdiler. Türkiye bu öneriyi kabul etti ve iş
makinelerinin kullanımı ile ilgili olarak ABD Yol Dairesi yetkilisi HiltsAralık
ayında Türkiye’ye geldi. Yapılacak 23 bin km devlet ve il yollarının
güzergahları daha önce Bayındırlık Bakanlığı mühendisleri tarafından
belirlenmişti. Hilts’in raporu sadece yol yapımı teknikleri ile ilgilidir.
Barker Raporu, talebimiz üzere Dünya Bankası
tarafından hazırlanmış, 1951 Mayıs ayında Türkiye’ye sunulmuştur. Gerçekten bir
dayatma idi. Menderes bu raporu uygulamadığı gibi, Dünya Bankasının Türkiye
bürosunu kapattırdı ve temsilcisini de kovdu, Mart 1954.
Marshall Planı ise 2. Dünya Savaşı’na katılmış,
şehirleri-fabrikaları yakılmış yıkılmış Avrupa ülkelerine yönelik bir Amerikan
kredi sistemi idi. Türkiye Savaş’a katılmadığı için Plan kapsamına alınmamıştı.
Türkiye’nin, Savaş’a girmemiş olsa bile, ekonomisi çok zayıf düşmüştü, acil
yatırımları için hiç kaynağı yoktu. 1948 yılında Plan kapsamına alınması için
çok ricacı oldu ve nihayet 4 Temmuz 1948’de imzalanan bir Ekonomik İş Birliği
Antlaşması ile ilk dilimi 10 milyon dolar kredi olmak üzere Plan kapsamına
alındı.
Bir Amerikan Vakfı (Yirminci Asır Vakfı), ABD’de
merak uyandıran ülke Türkiye’de yatırım yapmak isteyecek ABD’li iş adamları ve
kuruluşlara Türkiye hakkında bilgi vermek amacı ile deneyimli mühendis ve
işadamı Thornburg’a Türkiye hakkında bir rapor hazırlatmıştı.
Thornburg ve Kanadalı Yardımcısı GrahamSpry, 1947
yılında Türkiye’de çok kapsamlı tetkikler yapmışlar ve 315 sayfalık raporlarını
(Türkiye
– Ekonomik bir Değerlendirme, 255 sayfa ana metin ve 60 sayfa tablolar)
Vakf’a 1949 yılında sunmuşlardı. Rapor, 1968 yılında New York’da kitap olarak
yayımlanmıştır.
Thornburg ayrıca Rapor’da ileri süreceği önerilerinin
özetini 1947 yılı Ekim ayında Fortune Dergisinde uzunca bir makale olarak,
Vatan Gazetesi de bu makalenin çevirisini ‘Türkiye Nasıl Yükselir ?’ başlığı
ile yayımlamıştır.
Üç rapor ile Marshall Planı hakkında bu temel
bilgilerden sonra Thornburg Raporu’nun Türkçe çevirileri hakkında bilgi: 1950
yılında iki çevri yayımlanmıştır: ‘Türkiye’nin Bugünkü Ekonomik Durumunun Tenkidi’, yayımcı
belirtilmemiş, 149 sayfa ve Nebioğlu Yayınevi’nin 256 sayfadan oluşan çok
yetersiz ve yanlışlar içeren ‘Türkiye Nasıl Yükselir?’ kitabı.
ATATÜRK’ün kurduğu bankanın KÜLTÜR yayınından
yaptığım alıntıların kaynağı ‘Prof. Dr.’ unvanlı bir akademisyen. Türkiye kirli
bilgilerle beslendiği için yanlış düşünen bir ülke.
***
BODRUM TİCARET ODASI BAŞKANI MAHMUT KOCADON’A AÇIK MEKTUP
Mahmut Serdar KOCADON |
Hürriyet, Bodrum
Ticaret Odası Başkanının “ince belli bardakta 18 liraya çay satan
fırsatçıları” anlatan açıklamaları ile bir yaraya parmak basmıştı: Aç
Gözlü Turizmciler.
Ben bugün o
yarayı biraz mercek altında incelemek istiyorum.
Bodrum’a
Bayramda 2 milyon kişinin geldiği haberleri yayımlandı. Bunun yarısını alarak
bir hesap yaptım. Bu insanlar 9 günde otel ve yiyecek-içecek gideri olarak en
az 1000 harcamış olsalar (ki, ince belli bardakta çay 18 lira idi ise 1000 lira
yetmez bile) 1 milyon x 1000 eşittir 1 milyar lira. Yetmez mi? Amasra’nın tok
gözlü turizmcileri için yeter.Bodrumfarklı.
Ne kadar farklı
olduğunu 5 Eylül akşamı bir Bodrum restoranında liseden birlikte mezun
olduğumuz 30 arkadaşımla yediğimiz akşam yemeğinde gördük:
Menü ve fiyat: Bir
ince dilim kavun ile küçük bir parça beyaz peynir + 1 adet küçük Paçanga Böreği
+ Levrek ızgara (salata yok, 1 dilim soğan ve yeşillik) + 2 küçük şişe Tuborg
Birası. Son olarak 1 tabak içinde irmik helvası ile 2 küçük kaşık getirdiler ve
helvanın 2 kişi tarafından paylaşılacağı bilgisini verdiler. Yan yana oturan
liseden iki arkadaş 80 yaşında irmik helvasını paylaşacaklardı. Fiyat: adam
başı 100 lira artı 5 lira bahşiş.
Bu yemeği
Amasra’da, biralar yarım litre olmak ve adam başına bir helva olmak üzere 60
liraya, Ankara’da ise 50 liraya yemek mümkün.
Bu akşam
yemeğinin fiyatı; Yarımada’ya Bayram’da en az 1 milyar lira gelirden sonra, 30
kişilik bir grup için hesaplanmış fiyat. Ala Cart yiyecek olsanız en az % 25
daha pahalı.
AÇ GÖZLÜ İNSANLARIN SUNDUĞU
TURİZM HİZMETİ İLE TURİZM GELİŞEMEZ
Sayın Kocadon, Bodrum’a ilk
Kıbrıs Barış Harekatıyazında (1974) de gelmiş ve hemen Bodrumlu olmuştuk. 1982
– 1988 yılları arasında tüm birikimlerimi Bodrum’a yatırmıştım: Yalıkavak’taMonakus konaklama tesisi,
Gümüşlük’te eski Karakoldan balık lokantası, Bodrum’un içinde 2 ev. Biri, 1988
yılında İngiltere’nin Fahri Konsolosluğuna atanmam nedeniyle Konsolosluk
binası olarak kullanılmıştı. Toplam yatırım: 2.4 milyon dolar.
Monakus tesislerini işleten
şirketin adı, YALIKAVAK Turizm A.Ş., merkezi Ankara olduğu için Bodrum Ticaret
Odası ile bir ilişkim olmadı. Ancak başta Yalıkavak Belediyesi olmak üzere
‘Belediye’ ile hep sorun yaşadım. Bu sorunlar derinleşirken Bodrum’un Karya
geleneğinden gelen tok gözlülük de yavaş yavaş kayboldu. Aç gözlülük bir
lahmacunu bayramda 50 liraya, sizin deyiminizle “ince belli bardakta çayı” 18
liraya sattırır oldu.
Aç gözlülük başka mesleklere
de sıçradı. Mimarlar ve mahkeme bilirkişileri bu konuda yarıştılar. Türkiye
Mimarlar Odası Genel Merkezi’nin 2014 yılında yaptırdığı bir Bilirkişi
İncelemesi, Bodrum meslek odaları üyesi 4 teknik adamın mahkemeye sundukları
bir bilirkişi raporunda çok ciddi yolsuzluklar bulunduğunu ortaya çıkardı.
‘Zaman Aşımı’ ile cezadan kurtulan bu kişiler hala daha aç gözlülüklerini
sürdürebiliyorlar Bodrum Yarımadasında.
20 Ağustos tarihli
Hürriyet’te aşırı fiyat uygulayanların, cezalandırılacaklarını belirtmişsiniz,
eğer Odanız üyesi iseler. Ancak siz de biliyorsunuz ki, bugün Bodrum’da mal
veya hizmet satan işletmelerin büyük çoğunluğu Odanız üyesi değil. O zaman
çarpık mantık ile “Oda üyesi olmayanlar diledikleri fiyatı uygulayabilirler”
sonucu çıkıyor, 105 lira aldığı müşterisinden yarım irmik helvasını
esirgeyenler için.
Sayın Kocadon, sizi bilmem
ama ben Tok Gözlü İnsanların Bodrum’unu çok özlüyorum.